Macera dolu Edinburgh,Edinburgh, maceraaaaaaaaa :))
Hepinize yeniden merabaaaaaaaaaaaa! Yazmakta geciktim di mi? Evet ama sebebi var, az kalsin Belfasta'a donemiyoduk, yollarda per perisan olduk, Iskocya'nin nerdeyse butun koselerinde konaklama imkanimiz oldu boylece :))
Simdi efenim, bi onceki sayfada yazdigim uzre 6 bayan cumartesi saat 11de Edinburgh'ya dogru yola ciktik. Hava acik, yol acik....Tam 4 defa vasita degistirerek (Belfast otobus terminalinden once Belfast limanina, ardindan feribotla Iskocya'nin Stranraer limanina,ordan otobusle Glasgow'a ve Glasgow'dan da otobusle Edinburgh'ya) 7,5 saat sonunda Edinburgh'ya vardik. Vardik varmasina da, deli gibi yagmur yagiyo, hepimizin esyalari var, sehir merkezinde oldugumuzu biliyoruz ama kalacagimiz hostelin yerini ve bize olan uzakligini bilmedigimiz icin saskin tavuklar gibi bi o yana bi bu yana dolanip dururken yanimizda dikilen yasli amcaya "Guest House"a nasil gidebilecegimizi sorduk. Yav sansa bak, adam demez mi "bu yagmurda, bu saatte, ustelik cumartesi gunu ve sehir merkezinde taksi bulamazsiniz, ama isterseniz ben sizi birakayim oraya" (amca sen bi melek misin demedik tabi :)))
Neyse, saolsun bizi hostelin kapisina birakti, 3 katli, biraz eski bi binaydi ama, odamiz temizdi en azindan.(Odamiz dedim cunku 6isi biz+2 de tanimadigimiz kiz vardi odada. Lisede yatili kaldigim yillarima geri dondum:kogus misali odalar :))Odaya yerlestikten sonra disari ciktik, zira bizimkiler icmeden duramiyolar ;) sans bu ya canli muzik yapilan bi yer bulduk, oldukca keyifliydi. Sonra cikip biraz dolandik sokaklarda, yorgun oldugumuz icin fazla uzun surmedi.
Ertesi gun ilk hedefimiz olan Edinburgh kalesine dogru tirmanisa gectik. Sehrin ortasinda kaldigi icin merkezde hemen her noktadan gorulebiliyo.(Bugun zaman bulabilirsem fotograflari da yerlestiricem)Muazzam bi sehir, muazzam bi yapi....Sehrin %95i tarih ve cok guzel restore edilmis gercekten. Paris'i cok begendigimi soylerdim hep, artik ona Edinburgh da eklendi. Harry Potter'in bazi sahnelerinin cekildigi ve icinde hala askerlerin konakladigi kaleyi yaklasik 3 saatte gezdikten sonra kendimizi biraktik ve ayaklarimiz nereye gidiyosa o tarafa dogru yol aldik. Bi kac muze, Edinburgh Universitesi, Kralicenin Iskocya'ya geldiginde kaldigi "Queen's Palace" ve parlamento binasini gezip bol bol fotograf cektik..Yorgunlugumuzu atmak icin girdigimiz bi kafeye hayran olduk. Her taraf yegliboya resimler ve tarihi esyalarla doluydu.Muze gibi bu kafede caylarimizi icerken cafenin sahibi bi defter getirdi bize. Meger kafeye gelen tum yabancilar notlar yaziyolarmis. O kafeyi ziyaret eden ilk Turk olarak ben de bisiler karaladim :)Unutamayacagim bir sehirde oldukca keyifli bir gundu. Tabi ertesi gun(pazartesi) donus yolunda bizi ne gibi kotu surprizlerin bekledigini bilmiyoruz o sirada :)) Ilk aksam sansimizin surekli yaver gitmesinde vardi tabi bisey :)
Pazartesi sabahi saat 15.15 teki otobuse bindik. Bindik binmesine de hicbirimizin aklina sofore"Edinburgh- Belfast seferi di mi" diye sormak gelmedi. Hatta Jana adama "Edinburgh- Glasgow di mi" demis. Oyle sorarsan tabi ki gidecegin son nokta Glasgow oluyo :))Biz indik mi Glasgow da, otobus terminaline zaten trafikten dolayi 45 dak. rotarli varmis miyiz, Marina yuzunden son seferle gelmis miyiz(o saatten sonra limana otobus yok) zaten yanlis otobusle geldigimiz icin bizi limana goturecek olan otobus de bizi beklemeden gitmis mi...Kaldik Glasgow'da.Hic bilmedigimiz bi sehir,kalacak yer ayarlamamisiz, 6 kisiyiz, herhengi bi yerde bos yer bulabilecegimiz supheli, ne yapsak ne etsek diye dusunurken Glasgow otobus terminalinde 2 saat gecivermis. En sonunda orda calisanlardan birinin verdigi harita ve Dimitris'in Belfast'ta internetten bize hostel bulmasi sayesinde, sinirlerimiz biraz gevsedi.
Bu seferki hostelimiz 9 katliydi ve biz 9. katta 14 kisilik bi kogusta! kaldik. Neyse ki burda da 8 kisiydik...Sinirlerimiz gevsedi ya, saat 10 da disari ciktik ve "campus"diye sadece universite ogrencilerinin takildigi bi bara gittik. Ne gece ama! DJ bizim yabanci oldugumuzu anlayip mikrofonla bizi insanlara tanitti, hersey ustuste gelecek ya, biz butun barin ilgi odagi olduk Angeles ve Jana ickinin dozunu kacirip sarhos oldular , "Neyse nasil olsa buralarda barlar 12de kapaniyo, birazdan cikariz" diye dusunurken barin kapanma saatinin 3 oldugunu ogrendim, 3e kadar zar zor sabredip, tam hostele dogru yururken Angeles- Jana ikilisi bu sefer de otra fiesta (diger parti) diye tutturmasinlar mi...Onlari Marina'ya emanet edip Beste, Martina ve ben 3.30da hostele vardik.
Sali sabahi 8 tekrar yola cikmak icin haziriz ve 11de bizi Stranraer'e goturecek otobuse bindik. Bu sefer o kadar eminiz ki herseyin yolunda oldugundan...Ters gidecek ne olabilir ki :))))Stranraer'e vardigimizda kotu hava sartlarindan dolayi 2.30 seferi de dahil butun seferlerin en az 5'e kadar iptal edildigini ogrendik bu defa da...Beklerken gecen 3 saat suresince ne geyikler yaptik aramizda bilemezsiniz....Artik hicbirimizde en azindan o gun icin Belfast'a ulasabilecegimiz inanci kalmamisti, "bu bece de limana yakin bi hostel bulmamiz gerekecek galiba"derken feribota bindik nihayet. Aman Allahim o ne firtina..!ruzgar bi taraftan, yagmur bi taraftan, dalglar bi taraftan...Bi de Jana'nin sinir krizi, panik atagi ve Beste'nin mide bulantisi eklendi...Bu defa da feribotta calisan elemanlarin ilgi odagi olduk :))
Epey macerali bi hafta sonu oldu, ama neyse ki hepsini gulerek hatirliyorum...
0 Comments:
Post a Comment
<< Home