Monday, October 30, 2006




Fotograflari hangi sirayla goreceginizi bilmedigimden sagdaki soldki diye anlatmiycam:)
kirmizi renkli gorkemli bina St. Marys'in 5 kati buyuklugunde olan ve fotografta yalnizca 4 kosesinden birinin yarisini gordugunuz QUEENS UNIVERSITY,

Sapkali bayan resmi olan mavi seramik Big Fish'in uzerindeki onlarca desenden bi tanesi,

veeee Besteyle ben. Karnimiz tok, mutluyuz :)

River Lagan, Big Fish, QUEENS UNIVERSITY


Gecen hafta icinde kayda deger pek bisi olmayinca ben de yazmadim :) Amaaaaaa hafta sonu bizim kizlarla St. Mary'sin bagli oldugu Queens University'ye gittik. Dillere desten kutuphanesinden hafta sonu oldugu icin yararlanamadik ama en azindan yerini ogrenmis olduk. Universitenin cevresi cok guzelllllllll. Tam ogrencilere gore, yalniz tabi ki fiyatlar Belfast'a gore :D

Pazar gunumuzu de sehir merkezinin daha once gitmedigimiz bir yerinde, Lagan nehrinin kiyisinda gecirdik. Efenim buraya 1997 yilinda tarihi olaylari anlatan seramiklerden olusturulmus solda gordugunuz balik heykelini dikmisler"Big Fish" diyolar. Guzel yapmislar ne deyyim :) O kadar ama o kadar cok yurumusuz ki, yorgunluktan ve acliktan bitap dusmusken Beste'nin aklina bi fikir geldi:"Hani historical pub tourda bizi morning star diye bi yere goturmuslerdi, oraya gidelim mi yemek yemege?"diye sordu kendileri. Ama niyetimiz sandiginiz gibi oyle masumca bir yemek yemek deildi. Efenim o bar TIMSAH ETIyle unluymus. Tutturdu hazir gelmisken tadina bakalim diye. Gittik. Malesef, timsah eti noelde cikacagi icin tadina bakamadik ama soylemesi ayip :)cok lezzetli Belfast usulu (bilmiyorum artik) biftek yedik.

Yarin pek sevgili, cilgin organizasyonlariyla yuregimizi hoplatip bi ara kabusumuz haline gelen(yolda gordukleri yerde cevirip partilere davet edip duruyolardi) Student Union'in duzenledigi HALLOWEEN partisi var. Omru hayatimda ilk kez sokaklarda cadi kiyafeti aradim, neyse ki sadece makyaj da yeterli oluyomus. Biletlerimiz hazir.... Basimiza bi is gelmden atlatsak bari su zimbirtiyi :)) Olan biteni ertesi gun sicagi sicagina yazmaya calisirim. Simdilik herkes kendisine iyi baksin.....

Monday, October 23, 2006

Cave Hill, Belfast Castle....




Nihayet Belfast Kalesi'ni gorduk bu hafta sonu."Cave Hill Country Park"la yanyana oldugu, biz gene Carolina'yla birlikte gittigimiz ve Carolina "Napolyon'un Burnu"denilen tepeye cikmak istedigi icin once Cave Hill'e tirmanisa gectik. Aman Allah'im ne tirmanis!Yere 65 derece egim, kaygan zemin ve yalnizca dort bayan olaraktan iyi is cikarmisiz diye dusunuyorum.(Butun hafta boyunca deli gibi yagmur yagdigi icin havadan emin olamayan diger arkadaslarimiz cesaret edemediler de!) Bolu daglari da en az burasi kadar guzel ama bu kadar cetin deil :) Resimde gordugunuz en yuksek nokta Napolyon'un burnuymus ve biz oraya kadar tirmandik!!!Neyse sehrin gurultusunden uzakta, huzurlu bir cumartesi gunuydu :))
Ciktigimiz yerden butun Belfast,kuzey kiyilar ve az bucuk Iskocya gorunuyodu. Manzara superdi yani.... Kale fotograflarini da koymak istiyorum ama dedigim gibi, yerlestiremiyorum bi turlu :((Galiba en iyisi fotograf icin yeni bi sayfa gondermek....
Cilgin cumartesiden sonra pazar gunu sakin sakin oturduk ve ders calistik :) (gene yagisliydi zaten) Bugun "Irlanda'da Okul Egitimi" dersine son kez girecekmisiz, ders bitti sizin anlayacaginiz. Butun dersler (nedense Divided Societies dahil deil buna) 4 ya da 5 haftalikmis bizim icin. Cok calistik, yorulduk ya :))Geri kalan zamanimizda odev yapmamiz bekleniyo. Butun ogretmenler odev teslim tarihi konusunda oldukca katilar, son teslim gununu gecirirsen kaldin demektir. Bir de soru sormak icin sure veriyolar, mesela bahsettigim ders icin son gun gecen cumaydi. Bundan sonra aklimiza bi soru gelecek olursa odevle ilgili, hicbir sekilde cevaplamayacakmis Peter Finn....

Fotoooooooo

















Iste boyleeeee En ustteki Belfast Castle, altta sagdaki onun bahcesi (bahcenin sekli bile 1 poundun uzerinde, mezar taslarinin basinda, kalenin dis ve ic kolonlarinda ve sehrin hemen hemen heryerinde, herseyin, her binanin uzerinde gordugumuz etrafi daireyle cevrili hac. Bunun ozel bi adi var mi bilmiyorum ama bu isaretle kafayi bozduklarini dusunuyorum).

Efenim sol tarafta kalan ise bendenizin Cave Hill'e tirmanirken henuz ruzgardan ucmamis hali...:)) Malesef fotografta Iskocya cikmamis (zaten ince ve flu bi cizgi halindeydi)

Friday, October 20, 2006

BAYRAM# HALLOWEEN vs vs( Fotograf yerlestirdim yasasinnnn benden mutlusu yok su an!)



Evet evet gercekten basardim, yasasinnnn artik sizlerle fotograflarimi da paylasabilicem :)) Ama yerlestirme uzerinde cok calismam gerekicek galiba. Soldaki fotograf Historical Pub Tour'da Bittles barda, sagdaki ise gecen hafta Newtownards'ta cekildi(Angeles tarafindan).
Sevindirici bir haber daha:Galiba artik Erasmus ogrencileriyle aramiz isinmaya basladi. Az once o daha onceki haftalarda bize pas vermeyen Carolina evine yemege davet etti bizi, hadi bakalim...
Yagmur yuzunden festivalin acilisina gidemedik malesef :( Ama havai fisek sesleri sehirden oldukca uzakta olmamiza ragmen bize kadar ulasti. Bugun de yine korkunc bi hava var disarida, bu yuzden Jana ve Carolina'yla planladigimiz Kale ve magara gezimiz yine yatii. "Umarim Turkiye'ye donmeden gorme sansimiz olur"demeye basladim artik.
Bu okul gercekten cok ilginc yaaaaa. Carsamba gunu 12den itibaren okulda kimsecikler yoktu, herkesin nereye kayboldugunu sordugumuzda cevap "basarili bir ogrenim yili olmasi icin St. Paul kilisesine dua etmeye gittiler" olunca sok olduk tabi. Dua etmeye gittiklerinde aslinda basarili olmalarini saglayacak dersleri ektiklerinin farkinda deiller sanirsam :)
Herkes 31 Ekim'deki Cadilar Bayrami'na odaklanmis durumda. Bizimkiler de Bati'da kalan Derry'ye gitmeyi planliyolar, cok guzel kutlamalar oluyomus galiba. Biz de merak ediyoruz.
Hafta sonu yazma imkanim olmayacagi icin simdiden HEPINIZE IYI BAYRAMLAR...

Thursday, October 19, 2006

Hospitality ;))assignments :(( FESTIVAL*****

Amaaaaannnnnnn..! Ben de ahim sahim bisi sanmistim Angeles yemek yapcam deyince. Patatesleri yuvarlak kesip tavada az yagla pisirdi, sonra ustune yumurta doktu. "Ayol biz bunu kahvaltida yeriz" deyince de"Ay siz bunu biliyo musunuz?" diye sevindirik oldu. Neyse ki evde pirasa yemegimiz vardi, Angeles'in pesine her nasil olduysa! takilip gelen Carolina ve Jan da tadina bakmis oldular ve...... Tek kelimeyle bayildilar. Jana "aaaaaa siz sebze mi yiyosunuz" diyo bize. Onlarin memlekette sebze yiyen direkt vejeteryan damgasi yiyomus da.... Neyse; sen sakrak gecti dun aksam. Bolu ve Turkiye tanitim kitapciklarina bakinca kendi ulkelerinden nefret ettiler :))) Bizim ev sahipligimizden de cok memnun kalmislar, tesekkur ede ede bi kaldilar.
Odevler birbiri arkasina siralanmaya basladi. Yalniz en enteresan olani sanirim yine Divided Societies hocasinin verdigi. Uluslararasi bi sayfa uzerinden Kuzey Karolayna Universitesi'nin Cografya Bolumu 3. sinif ogrencileriyle Nasyonalizm uzerine tartisacakmisiz. Ulkelerimizi temsil eden semboller uzerine konusucaz. Bu konuda belki de en sansli ulke biziz. Cunku digerleri icin bayraklarinin marslarinin ya da para birimlerinin bi anlami yokmus oyle diyalla. :)) Cografya 3. sinif deyince; biz bu dersi St. Mary's in Cografya bolumu 3. siniflariyla birlikte aliyoruz, gecende fotografimizi cektiler ve cografya bolumunun koridorundaki panoda siritiyoruz artik :))
Geri donusumlu coplerimiz nihayet mutlu sona ulastilar. Briege'e mutesekkiriz, valla o olmasa ayazda kalirmisiz biz. Cop kutusu sirketini defalarca taciz etti bizim icin veeeeee en sonunda pazartesi sabahi cop bidonumuz geldi. Geldi gelmesine de; bunlar gercekten de cins insanlar karrrrrdesimmm: Neymis karton kutular yirtik olmayacakmis, camlar kirik, kirli olmayacakmis(oturduk atacagimiz kavanozlari yikadik yav). Ayrica bazi plastikleri de kabul etmiyolarmis. Tamam duzen guzel de, bunlarin almadiklarini normal coplerimizi alanlar da almiyo, bi de sanki her yer cok temizmis gibi bu muamele niye? Sokaklari afedersiniz sey goturuyo yani.....:))Turkiye'de kizardim kopek sahiplerine pislikleri almiyolar diye. Bizim sokaklarimiz kat kat daha temiz.
Bu aksam masa tenisimi biraz gelistireyim diyorum bir haftadir uzak kalmistim he he he19.30da da Belfast festivelinin acilis toreni var ona da gitmek istiyoruz ama hava cok kotu, eger sabahtan beri yagdigi gibi devam ederse isimiz var valla. Yarin aksamdan itibaren muhtesem konserler, tiyatro ve dans etkinlikleri olacak, gidebildiklerime dair bisiler yazarim size....

Wednesday, October 18, 2006

Adam Fulara,Historical Pubs :-@

Gunler cabuk mu gecmeye basladi ney????Yetisemiyorum vallana da artikin nerdeyse bi hafta oluyomus yazmayali....

Sindi efenim, cumartesi gunu sevgili! Carolina kardesimizin baskici liderligi sayesinde Belfast'a yaklasik 30 dak. mesafedeki "Newtownards" isimli sirin mi sirin kasabaya gittik. Sebep mi? Birbiri arkasina siralanan festivallerden olan 'Gitar Festivali' bu kasabada yapiliyo ve cumartesi gunu de Carolina'nin hemsehrisi Polonyali kardasimiz 'Adam Fulara' sahne aldi. Hadi bilin bakalim konseri nerdeydi? Konser Salonu diyenler!!!Ne banalsiniz ya....Tabi ki bardaydi. Gercek :)) Ama gittigimize degdi dogrusu. Adam Fulara megersem bi cok odulu toplayip goturmus, iki klavyeli elektro gitariyla manyak Bach ve improvize calan bi muzisyenmis. Dedim kendi kendime" keske bizim muzisyenlerimizden de buraya gelen olaydi da biz de ona gotureydik milleti" Bu kasabanin adinin icindeki 'Ards' sanirim Arts'a gonderme olarak konmus, cunku nefes almadan sanat festivalleri duzenliyolar...Soguk bir cumartesi icin degisik ve guzel bi hareketlilik yaratmis olduk, mutluyuz :))

Pazar gunu icin bi plan yapmamistik ama, iki sokak otemizdeki katedralin varligi birden Gulfer ve bana cekici geldi. "Acaba ayin saatine denk gelir miyiz" diye bosuna heveslenmisiz malesef. Yine de distan ve icten son derece gorkemli duruyor. Cok iyi sahip cikilmis, duvarlardaki butun mozaikler bizdeki tarihi yapilarin tersine sanki yeni yapilmiscasina canli. Gotik cagda yapilmis, Notre Dame'in yavrusu gibi duruyo zaten ve tabi ki katolik katedrali...Gecen hafta sonu da kaleye gidemedik sizin anlayacaginiz, bu is yilan hikayesine dondu zaten :(

Pekiiiiii, dun aksam nerdeydik???(Bana gelen mesajlari gecenin 12.30'unda farkedince boyle bi aciklama yapma geregi dogdu otomatikman) Simdi biz nerdeyiz? Irlanda'da di mi. Insanlar burda aksamlari nereye gidiyolar? Barlaraaaaaaa...Peki bu yeni bisey mi? Hayiiiiiirrrrr... Yani? Bara gitmek bu insanlarin geleneginde var, gecmisten beri.... Bu yuzden bizi "Historical Pub Tour"a goturduler. Gece boyunca 6 bar gezdik gorduk(yagmur yagiyo olmasaydi 14 tane gorecekmisiz. Eve saat kacta ve nasil donerdik Allah bilir) Yalniz hakketten de cok otantik yerler. Bi gun yolu bu tarafa dusecekleriniz olursa aranizda; mutlaka ziyaret edin derim. Gezdigimiz barlardan birinin (Kelly's Cellar) duvarindaki yaziyi da eklemeden gecemiycem:"WHEN I DIED; BURY ME UNDER THE PUB SO MY HUSBAND CAN VISIT ME 7 TIMES A WEEK" fazla soze gerek yok sanirim, bu arada Irlanda Dunyada bira icma rekorunu elinde bulunduruyomus: Yilda kisi basi 157 litre.......

Bu aksam Ispanyol dostumuz Angeles bize yemege geliyo. Yalniz yemegi o yapacak....Pazartesi gunu tesadufen benim yaptigim yemekten yedi, ehe ehe cok begendi ve "ben de size bizim geleneksel yemegimizi yapayim" dedi. Bakalim ne cikacak bahtimiza. Akdenizli iste. Cok icten bi kiz. Nur soylemisti zaten "Italyanlarla Ispanyollara yakin dur, digerlerinden kac" :)) diye. E hakli cikti......

Ben simdi yemege eve gidiyorum, sevgi saygi canim Turkiye'mmmmmmm....

Friday, October 13, 2006

Leprechauns,tarih-cografya, tantuni

Yine hafta sonu geldi.....Burdaki gunlerimiz cabuk gecmeye basladi artik(ilk 3 hafta gecmek bilmemisti) Nasil olduysa bu hafta hava hep gunesliydi, yalnizca carsamba gecesi biraz yagmur yagdi.

Dersler agirlasmadi henuz, sanirim hicbir zaman da agirlasmayacak. Zaten Erasmus ogrencisi oldugumuz icin bize sinav yapmayip sadece odev teslim etmemizi bekliyolar. Aldigimiz derslerin pekcogu kek, yalniz Irish Culturel Landscape ve Divided Socities diye iki dersimiz var ki..........sormayin, pek bisi anlamiyoruz, ozellikle Divided Socities'in hocasi yavas konusmasina ragmen hepimizi olduruyo. Irlandali ogrencilerle ortak proje yapacakmisiz. Hadi bakalim, kulturel degisim programi ya, kafamiza vura vura kendi kulturlerini ve tarihlerini belletmeye calisiyolar bize.

Dun aksam Irish Film Studies dersimiz vardi.1959 yilinda cekilmis komedi bi Irlanda filmi syrettik. Belki adini bilen vardir: Darby O'Gill& The Little People.Bu little people LEPRECHAUNS adini verdikleri hayali tipler ve cuceden daha kucukler. 2 ay icnde Angela'nin kulleri de dahil olmak uzere 10 film izleyecekmisiz. Amac yine ayni: Irlanda tarihi, insanlari ve yasam tarzlari ile ilgili fikir sahibi olmak. Malesef bu filmlerden anladiklarimizi ve kendi kulturumuzle karsilastirdigimizda cikan sonuclari 'yine' kompozisyon halinde yazacakmisiz. Kendi kulturlerine ve el kadar tarihlerine ne kadar takiyolar kafayi biz napiyoruz????

Bugun geldigimizden beri ilk defa midemize dana kiyma girdi :)) Daha once almaya cesaret edememistik. Kosede "Family" Butcher var ama.... Ayrica ilk kez markette domates ve marul bulduk, soylemesi ayip Mersinli arkadas Tantunu yapti, bizim yufkalarin adi olmus burda "Mexican Tortilla"ona sarip yedik. Burda yedigimiz en guzel ve ozel yemek.....Bi market alisverisi yaptik(her hafta gitmek istemedigimiz icin iki haftalik alisveris) kasiyer adam korktu bizden.:)) Anacim bunlar neyle besleniyo ben anlamadim ki....Hepsinin elinde bi tane elma, bi muz, bi de domuz etiyle sandvic ekmekleri. Bi biz miyiz sebze pesinde kosup saglikli beslenmeye calisan bilemedim. Zaten Angeles de diyo "ben bu Almanlari analamadim sabah aksam cornflakes yiyolar" diye. Ha Alman ha Polonyali, ha Irlandali.....

Dun 40 numarada oturan komsumuz bizi kapida yakalayip "catinizi yaptirmaniz gerekiyo, yoksa yikilacak, arabalarimizin ustune dusmesinden korkuyoruz" demesin mi? Ev sahibini aradik ama gelmedi henuz, bak simdi; durduk yere basimiza is acmasak bari...

Mahallelinin bize ilgisi super. Kimse selam vermeden gecmiyo. Zaten ilk bakista giyimimizden bile yabanci oldugumuz belli oluyo(Buranin insanlari askililarla gezerken biz bogazli kazaklar ve montlarla isinmaya calisiyoruz da :))). Turk oldugumuzu biz gelmeden once ogrenmemis olan azinlik Ispanyol zannediyo bizi (beni bazen Fransiz sananlar da var) :))

Okulun arka giris kapisindaki guvenlik gorevlisi bizi pek seviyo. Bizim futbol takimlarini, oyuncularini nerdeyse bizden daha iyi biliyo. Gecende arkamizdan "Yasasin Galatasaray!" diye bagirdi. Sabahlari okula girerken bize "gunaydin" ya da "merhaba" okuldan cikarken de "hoscakal" diyo. Komik adam....

Birazdan okul kapanacagi icin cikmam gerek, bakalim yarin ve pazar gunu neler yapicas....

Wednesday, October 11, 2006

Mystery Tourzedeler :)), ID Card...

Bahsettigim uzre okulumuzun CILGIN GENCLIGI dun aksam 20.30 civarinda tura katildilar, biz de son anda gitmeye karar vermis, ancak yer bulamamistik, Allah korumus bizi oyle deyyim :))Aksam yemekten sonra dedik ki; "madem onlarin turu var biz de kendi turumuzu kendimiz yaratalim" ve ev arkadaslari olaraktan 4 Turk Beehive'a gittik. Saat 20:00 o sirada. Aman tanrim...!Iceride St. Mary's'in ogrencilerinden dolayi adim aticak yer yok...!Yav bunlar biraz sonra yola cikacaklar ve zaten yanlarina icki almalari serbest. "Turun saati zaten bi acayip, gece yola cikilp sabah 4:00da donulecekse bu iste bi is vardir"diye dusunmustuk de,daha otobuse binmeden sarhos olacaklarini, kizlarin baloya gelirken bile giymedikleri kiyafetleri giyeceklerini tahmin edemezdik...(Eger katilsaydik bize gulerlerdi heralde, kotla ve kazakla gitmeyi dusunmustuk cunku). Neyse bu mahseri kalabaligi yarim saat kadar dehsetle izledikten ve onlar kendileri icin ayarlanmis 24 (yanlis okumadiniz) otobuse dolusup ayrildiktan sonra biz sakin sakin kendimizce birer bira icip Galatasaray'in 2 hafta once Liverpool'la oynadigi maci izleyip eve donduk.

Sabah okula bi cogu gelmedi zaten, ogretmenlerin de haberi oldugu icin bu tuhaf etkinlikten, yoklama almadilar, fazla ders islemediler(garip bi yer burasi). Erasmus ogrencileri icinde bize daha yakin olan ve aramiza yeni katilan (Ispanyol-gecen hafta pazartesi geldi)Angeles'e sorduk "N'aptiniz, nasildi tur?" diye. Hicbir ozelligi yokmus meger, kisa bi Belfast turu attirdiktan sonra sayilarini tam olarak bilemedigim yuzlerce insani bi diskoya tikmislar. Iyi ki de gitmemisiz.

Bugun Angeles ogle yemegine geldi bize, bizim derdimizden bi tek o anliyo, cunku o da ayni durumda."Ben sebzesiz, zeytinyagsiz yasayamam, ev arkadaslarim; ozellikle de Almanlar cok kotu besleniyolar, onlarin yediklerinden yiyemiyorum" diyo. Biz de oyle, bulabildigimiz 2 sebze var: karnibahar ve pirasa. Agaclari cikicak valla icimizde. Dondugumuzde icimizden herhangi birinin bu sebzelerle pilav ve makarna yemek isteyecegini zannetmiyorum oooooggggggkkkk....

Birkac gun onceki yazimin basligini atmama sebep olan 1 numarali insan "Divided Societies"dersinin hocasi. Kendisi Turkiye'de de ornekleri bulunan dinazor hocalarimizdan. Konuya bi turlu giremiyo, anlatmaya baslayabilirse nerden baslayip nereye gidecegini kestiremiyo. Gecen hafta derste Irlandali ogrencilerle aramizda gecen diyalog sanirim daha iyi anlatacak durumu: Kadincagiz konusuyo, hem de yavas konusuyo digerlerinin aksine ama biz gene de hicbisey anlamiyoruz. Sorduk digerlerine de "siz anliyo musunuz" diye. Anlamadiklarini soylediler. Telaffuzu daha da tuhaf oldugu icin hani "Irlandali mi deil acaba?"sorumuza kizlardan birisi "No no she is Irish, but the problem is.....just mental" deyince koptuk tabi. Kadincagiz takti bize pazartesi- persembe dersimiz var, cuma gunu de Erasmus ogrencileriyle Israil- Filistin meselesini tartismak icin ek ders yapacakmis cattik valla....

Bugun ogrenci kartlarimiza kavustuk. Artik kutuphaneye de rahatca girebilices. Teknolojinin gozunu seviyim bea....Iki dakikada fotografini cekiyolar bilgisayar kamerasiyla, yaninda kart makinesi cirrrrrt bisiler yapiyo, hop kart cikiveriyo. Burda teknolojik imkanlar super, hersey ellerinin altinda ama yetismis insan yok dogru duzgun. Bizim(en azindan egitim fakultesi acisindan inceledigimde) mezunlarimizin daha iyi yetismis olduklarini, daha cok konuda daha cok sey bildiklerini ve insanlarimizin (cogunun) kesssssinliknen daha cok calistiklarini anladim.

Ulster Senfoni bu hafta Rachmaninof 2. piyano koncertosunu calacak ama kendi salonlarinda deil. Ablam icin o konsere gitmeyi istemistim ama, Waterfront Hall'a nasil gidecegimi bilmiyorum. Yalniz gitmek de istemiyorum, bizimkilerden kimse gelmezse kalacak zaten.

"What do you think ebouuuuuuuuyyyyyyt?" :)))

Tuesday, October 10, 2006

Herkese gunesli ikinci gunden merhabaaaaaaaaaaaa.Cok sasirdiniz di mi? Biz de saskiniz burda iki gun ustuste ve sabahtan aksama kadar ilk kez gunesle basbasayiz.Ogleden sonra dersimiz olmadigi icin Andersontown'a yuruduk. Cok guzel parklar var o tarafta ama baska bisi yokmus gorduk. Kaleye hangi yoldan gidildigini hala cozemedik ama azimliyiz cozucez :)) Bizim Erasmus kafilesi (nerden bizim oluyosa) pazar gunu bize haber vermeden gitmisler (bara giderken haber veriyolar, kaleye giderken yok) geri ceviririz diye korktular heral...
Cogunuzdan "kizim biz seni oraya oku da ilim ogren, bilim ogren diye gonderdik" seklinde mesajlar aliyorum. Haklisiniz da bunlarin oyle sandiginiz-sandigimiz gibi ilimle egitimle falan ilgileri yok ki, sosyal ugraslar (bi cogu icin bara gitmekten ibaret) zamanlarinin cogunu aliyo zaten. Su anda burda saat 5.30 ve okulda bir tek ogrenci ya da ogretmen YOK. Ben ogrenciyken de, calismaya basladigimda da okuldan 5te ciktigimi hatirlamiyorum, bir kac kisi disinda kimsenin ciktigini da gormedim. Bu insanlar ne zaman ne calisiyolar bilmiyorum (calisiyolar mi???)Gecen hafta muzik tarihi dersinde benim icin son derece siradan, temel bilgilerden biri olan ve Turkiye'deki her muzik ogrencisinin ezbere bilecegi bisey soyledim, muzik bolumu baskani beni nerdeyse dahi ilan etti, yetmedi tutmus bana"sinif icin bir kez daha tekrarlar misin lutfen" falan dedi.
Bu aksam MYSTERY TOUR var, adi ustunde neyin ne olacagi belli deil :)) Biz gidip gitmeme konusunda tereddut yasadigimizdan kacirdik, butun biletler satilmis :( Belki de boylesi daha iyidir ne oldugunu bilmedigimiz seyde uzak durmali di mi ?Bu tur yuzunden yarinki Black Mountain yuruyusu iptal edildi. Cok bozuldum ya....

Monday, October 09, 2006

Euroquiz, vs.

Eveeeeeetttttt bi bakalim neler olmus....Pek bisey kacirmadiniz aslinda, gecen hafta Euroquiz disinda oyle siradisi bisey olmadi. Hala geri donusumlu coplerimizi almadilar (cop toplama sirketinden geri donusumluleri icine koyacagimiz siyah kutulardan almadigimiz surece de boyle olacakmis) cop eve dogru hizli bir gidis icindeyiz :))Neyse ki digerlerini aliyorlar....Briege'le konustuk halledecegini soyledi, o olmasa heralde butun islerimiz aksardi.
Gelelim Euroquize di mi ne menem bisidir bu???Persembe gunu Carolina(Polonyali) yanima gelip "Quize hazir misiniz" diye sorunca epey tirsmistim. Ama Avrupa'yla ilgili 100 sorudan olusan eglenceli bir yarisma oldugunu anlayinca hepimizin icine su serpildi.Students Union'un alani icerinde bulunan dinlenme salonlarindan birini duzenlemisler bizim icin, cipsler fistiklar falan.... E tabi ickisiz olmaz, Paul okulun diger hocalariyla gidip sise sise bira, sarap vs. almis.Yaklasik 2 saat boyunca (19.30 da basladi) Paul'un hazirladigi(her ne kadar Euroquiz olsa da sorularin buyuk bir kismi Amerika'yla ilgiliydi) sorulara cevap vermek icin ter doktuk. Benim grubumda Jana(Alman),Carolina, Martina(Slovak),Dimitris(Yunanli) ve ben vardik.Sonuncu olduk he he he he ama Gokhan'in icinde oldugu grup 1. olunca hediye cikolatalardan biz de nasibimizi aldik. Bu eglenceli gecede sinirimi bozan bisey oldu tabi ki her zamanki gibi....Sorulardan biri "meze nedir?"idi. Bizim gruptan Dimitris dahil kimse bilmiyordu ben de atladim:"Turkiye'de alkollu ickilerin yaninda yenen bir yiyecek cesidi" dedim. Paul kabul etmedi biliyor musunuz? Dogru cevabin ne oldugunu yazayim da soka girin:"Yunanistan'da alkollu ickilerin yaninda yenen bir yiyecek cesidi" itiraz etmeme ragmen arada kaynadi. Her ne kadar oyun da olsa boyle boyle bize ait seyleri kapiyolar. Cok uzucu. Burdakilerin hepsi bize ait yemeklerin Yunanlilara alt oldugunu zannediyolar. Acaba biz mi kendimizi tanitamiyoruz yoksa onlar mi tanimak istemiyolar bilmiyorum.Gecende Zeybek konusunda Dimitris'le az tartismadik. Neymis efendim "Zeybetiko" onlarin dansiymis. Bak bak bak ....
Bugun belki de ilk kez gunes bu kadar guzel gosterdi kendini, ne care ki firtina hizinda esen ruzgar onun sicakligini almamiza engel oluyor.
Cektigim fotograflari sizlerle paylasmayi cok istiyorum ancak;internete sadece okulun bilgiayar odalrindan baglanabiliyoruz ve okul icerisinde oldugumuz icin bi cok ulasim engellenmis durumda.Bilgisayara attigim fotograflari kendi mailime bile gonderemiyorum.Bi yolunu bulabilirsem size de haber veririm, olmazsa da gelinnce bakarsiniz artik napalim :)

Wednesday, October 04, 2006

Noy,hoy,loy loy loy.....

Irlanda'ya gelmeden once arkadaslarimdan bazilari 'orda konusulan Ingilizce'yi anlamayacaksin' demislerdi, yok o kadar kotu deil az bucuk cikarabiliyorum ne dediklerini ve gittikce de alistim (gerci ogrenciler cok hizli ve yuvarlayarak konusuyorlar ama) yalniz koordinatorumuz Arthur Rice' in bize ilk geldigimiz gun soyledigi bisey var o gerceklesirse diye korkuyorum:'Burdan donerken cok guzel Irlanda aksaniniz olacak...'Merak ediyorum dunyanin baska herhangi bir yerinde now noy diye, how hoy diye, about ebouyyyyyt diye telaffuz ediliyor mudur? :))

Yazmayali da epey olmus hani...Merak etmissinizdir siz simdi neler olup bitiyo diye.Bildiginiz uzre gecen cuma Yunanli gardasimizla sozlesmistik konsere gidicez deyu. Yine ekildik tabi ki ama bu demek deil ki biz o konsere gitmedik. Malesef Briege'in abisine ulasamadigimiz icin pasa pasa £3 odeyip izledik. Muhtesemdi.....Viyolonselci solistin calgisinin sesi pek kaliteli degilse de salonun akustigi o kadar guzeldi ki hic kulagima batmadi. Biz iceri girerken salon gorevlileri sevindirik oldular. Cunku 4-5 konservatuar ogrencisi olduklari anlasilan genc disinda bizim yaslarimizda izleyicileri yoktu. Bizim acimizdan da komik oldu tabi. Ulster Senfoni Orkestrasi Ulster Hall diye yaklasik 300 kisilik eski ve kucuk bir salonda konser veriyor cogunlukla. Bu sene 40. yillarini kutluyorlarmis. Bi yillik program yapmislar sahane...getiricem zaten yanimda. Bizim CSO sanatcilarinin da gormesini isterdim bu nerdeyse mahalli senfoni orkestrasinin performansini ve enerjisini. Bi de soyle guzel bisey var; hangi solist workshop yapacaksa (konserden onceki gun) hepsi belli programda, boylece isteyen onceden haberdar olup katilabiliyor.
Ben belki de isim geregi sehrin daha cok sanatsal olaylariyla ilgileniyorum.Ekimin ikinci haftasindan itibaren bizim de bagli oldugumuz Queens University'de uluslararasi festival baslayacak. Orda katilmayi planladigim etkinlikleri isaretledim bile.
Dun St. Mary's'in Muzik Bolumu Baskaniyla tanistim. Ne mutlu ki mesleki konulardan konusabilecegim birini buldum burada, dilim sismis heralde adamla tanisir tanismaz yarim saat-45 dak. muhabbet ettik. Klasik muzik dinleyicisinin azalmasina sebep olarak bilet fiyatlarindaki artisi gosteriyor(demek ki onlara da pahali geliyo) Persembe gunleri kendisinin verdigi muzik tarihi dersine dinleyici olarak katilmayi teklif etti, ben de kabul ettim, yarin basliyo.

Muzisyen olmayanlari daha fazla sikmadan barlara geceyim diycem ama inanmayacaksiniz belki;en son gecen hafta bugun gitmistik. Bu arada siyah biranin orjinal adini ogrendim 'GINESS' Dun aksam BEEHIVE'da(bizim evle anacaddenin kosesinde) bi parti daha vardi,canimiz istemedi gitmedik. Yarin iceriginin tam olarak ne oldugunu ve basimiza nasil bir corap oreceklerini bilmedigimiz EURO QUIZ var, sonuclarini cuma gunu sizlerle paylasmak mumkun olur zannediyorum.
Allahim bi taraftan da kasim sonunda yapilacak Eurovision icin orjinal fikirler bulmamiz gerekiyor :)) coooook isler aciyolar basimiza coooook....
Bi hafta sonu Dublin'e gecmeyi planliyoruz, biz bunu soyleyince digerleri de atladilar tabi gidelim gidelim diye. Bakalim belki universite bizim icin tur gibi bisi ayarlar....

Bizim bu ev sahibi kesinlikle manyak, evet evet artik tescilledik gendini. Eve ilk gelisi Belfast'a vardigimizin 2. gunu gece 22.30da olmustu(ki biz adami tanimiyoruz, daha once gormemisiz, Briege ile birlikte gelmesi gerekiyodu, bu tek basina tutmus gelmis ben ev sahibinizim diyo. Nerden bilcem ben senin ev sahibi oldugunu? Belki hirkizsin????) Neyse efenim onceki gun de evde yalnizim saat 6 falan, israrla kapi caliniyo. Bizim cocuklarin dersi var o sirada 'acmiycam' dedim kendi kendime. Ust kattaki odalardan birinin panceresine yaklasmadan baktim disarida uc kisi bizim camlara bakiyo, yanlarinda da yangin merdiveni gibi merdiveni olan kocaman bi arac. Haydaaaaaaaa 'Ulen yaniyoruz da haberimiz mi yok yoksa' derken kapi gene calindi. Tirstim ya ben, actim bu sefer. Adam ne dese begenirsiniz 'beni Sean gonderdi (ev sahabi) bacayi temizliycem' adama bi kufur ederdim ama anlamaz ki, anlami yok.(E be ev sahabi insan bi haber verir de mi su gun su saatte baca temizleyicisini gondericem evde olun diye?) 'Valla dedim kusura bakma kardes bize boyle bi bilgi gelmedi, bugun git yarin gel' adam bozuldu ve gitti, ama dun gelmesi gerekiyodu, gelmedi.N'olcak bilmiyorum.

Ogleden sonra bizim kizlarla spor salonuna gidicez acicik form tutalim di mi? Hadi kendinize iyi bakin...........